Evdeki Yabancı

Evdeki Yabancı
Evdeki Yabancı

Yeni keşfedilen bir teknoloji veya herhangi bir şeyi Öğretmeden Önce O Nedir, Nerede kullanılır Nasıl Kullanılır Diye araştırmaya başlanır. İse Başlamak Gerekirse onunla ilgili eğitim alınır Bu gibi konuları ebeveynlerde çocuklarına Teknoloji Nedir ? Nerede Lazım Olur, Nasıl Kullanılır Hakkında çocuklarını Bilgilendirmeleri gerekiyor. Aksi Takdirde çocuklar teknolojiyi bir araç olarak görmez ve bir amaç uğruna kullanır.
Ebeveynler İstese de isteme de çocuklar teknolojiyi yıllardır kullanıyormuş gibi dünyaya gelir hale geldiler.
Bu yetenek çoğu zaman göğsümüzü kabartsa da anne-babayı endişelendiriyor. Neden deseniz teknoloji geniş kapsamlı bir araç olmakla birlikte derin denizlerde dolaşmak gibidir. Özellikle cep telefonu, bilgisayar ve dijital ürünlerle alakalı problemlerimizi bir tuşla çözüm üreten cihazlar çocukları adeta ve yetişkinleri hipnotize ediyor.
Asıl mesele tüm bunları internetten öğrendiğini zannettiğimiz çocuklarınız bu teknolojiyle ilişkisini amaç ve araç değerinde bilinçlendirme onları endişe ve çaresizlikle siber dünyanın kucağına bırakıyor.
Yapılan Araştırmalara ve yazılan bilimsel makalelere bakılırsa ilkokul ve ortaokullar evresindeki çocuklar interneti ve cep telefonunu oyun oynamak amacı için kullanıyor. Liseli gençlerde ise hastalık haline gelen iki durum; var Bunlardan biri; müzik dinlemek, diğeri film seyretmektir…
Bir de son yıllarda aktif hale gelen sosyal medya platformlarında üzerinde yapılan paylaşımlar Bu paylaşımların da en kötüsü ne biliyor musunuz?
Paylaştıkları içeriklerin aslında çocukların sanal kimliğini oluşturması…
Üniversite hayatına başlayan bir öğrencisinin ilk işi ailesine bilgisayar aldırmak olduğunu biliyor musunuz? doğrusu bilgisayar insanların elli ayağı oldu.
Alınan bilgisayarı a eğitim için kullanan veya kullanma saatlerinin %50 den fazlasını ödevlerine dersleriyle ilgili araştırmalara ayıran kaç genç vardır? İnanın merak ediyorum…
Bu sorunun cevabı o kadar basit ki…
Örneğin; Hukuk Fakültesinde okuyan bir öğrenciye şu soruyu sorun.
Takip ettiğin kaç Avukat var ? Hukuk la ilgili Kaç araştırma sitesini takip ediyorsun? Alacağınız cevaplarda sadece gençlerin suçu yok tabi ki. Sorumlu olacak kişiler ebeveynler ve kontrolsüz eğitimcilerdir.
Aileler çocukları sadece maddi -manevi olarak geleceğe nasıl taşırım diye düşünen sorumluluk sahibi ebeveynler için değil bütün çocuk sahibi olan aileler için geçerli olmalıdır çocuklarını teknolojiyle tanıştırma konusu…
Aileler “Çocuklarını kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirmelidir.
Peki Aileler nereye kadar onları yaşayacakları çağa hazırlayabilir.
İşte bu noktada aileler bütün teknolojiyi çocuklarının önlerine mi sermesi gerkiyor?
. Buna soruya göre de şu cevap bence daha doğru olacak…
Eninde sonunda bir gün çocukların geldiği noktaya acırım.
Aileler çocuklarının yaptığı yanlışlıkları düşünürler sadece ama nasıl çözüm üretebiliriz diye düşünmezler..
“Ben onların düşünce yapısına uzağım, onlar da bana uzak.” Bu iki söz bizlere, iyi bir evlat yetiştirme sorumluluğunun günümüzde hiç de kolay olmadığını gösteriyor. Sizce Ne yapmamız gerekiyor derseniz; Bana göre daha onların bebeklik döneminden işe başlamak gerektiği kanısındayım.
Salonunuzda Televizyon ünitesi diye aldığınız mobilyanın üzerinde duran yatak odalarımıza kadar giren Televizyonla ilk tanıştıklarında ya da bilgisayarda bir video gördüklerinde dikkatlerini çekeceğinden bir süre hareketsiz kalacaklardır Ve çocukların hareketsiz kalması genelde ailelerin işlerine geliyor ve hayatlarını kolaylaştırdığını düşünürler ve teknolojiyi çocuk bakıcısı olarak görmeye başlıyorlar . İşte tüm olay burada başlıyor.
Sevgili aileler Teknoloji çocuklarınız bakıcısı olmamalı
Ne yazık ki Hepimizin bildiği ve yapılan en büyük hatalardan biri de televizyonları çocuk bakıcısı olarak kullanmak.
Biliyorum Amacınız çocuklarınızı televizyona emanet etmek değil ama “oyalıyor aman bana da zaman kalıyor düşüncesine kapılmanız…

Bu konuya İlişkin 25 yıllık bir birikimin ürünü olan “Çocuğumu Fişte Unuttum- Tv’den ve İnternetten Daha Çok Sevenler İçin” adlı kitapta tv’nin çocuk bakıcısı olarak kullanılmasını şöyle anlatıyor: “Çocukların televizyon başında geçirdiği saatler anne ve baba açısından sinsi bir uyuşturucuya dönüşmektedir. Bu zehirli madde bir kanser hücresi gibi kanımızda gezmeye başlıyor. Çocuklar yerde televizyon karşısında dizilirken tuhaf ama şahane bir sessizlik hakim olur ortalığa.” Ben de yaptığım hatayı geç olmadan fark ettim; ama tamamıyla televizyonu kaldırmadım belki ama kurallar getirdim. “Günde yarım saat açık kalacaksın. Çizgi filmlerin haricinde başka film göstermeyeceksin.” türünden. Ama koyduğunuz yasakların yerine alternatif getirmeyince yasak çiğnenmeye mecbur kalıyor.
Daha sonraları kitaplardan araştırarak yapılan alternatif çözümleri keşfedene kadar deneme yanılma yöntemi ile devam etti. Şu an şükürler olsun ki televizyon bağımlısı değiliz. Kitap okumalarımız, günlük derslerimiz, kültür sohbetlerimiz, beraber oynadığımız oyunlar ve etkinlikler alternatifimiz olmaya başladı.
Bana göre bu teknoloji çılgınlığının önüne ailelerin Web sayfalarında araştırma yaparken ekrana yansıyan ahlaki değerlerin önüne geçen resim ve yazıları engelleyen aile filtresi kullanmaktan geçtiğini düşünüyorum ve bilgisayar çocuğun hayatının tam ortasına değil de ihtiyaç duyduğunda ulaşabileceği bir kenara konulmalıdır.
İlkokul 5 ve 6 . sınıftan önce araştırma ödevi verilmediği taktirde çocuğun bilgisayarla kesinlikle isi olamaz. Sonraki yaşlarda çocuğun odasına değil de ortak kullanılan bir odaya konulmasında da fayda var.
Çocuğun odasına konulacaksa bile ekran mutlaka kapıya bakacak şekilde konulmalıdır ki Bu tedbirler alınırken de çocuğa uygun bir dille izah edilmelidir.
Belki bunu çocuk o yaşta anlayamaz ama teknoloji insan beynini ciddi derece de yıkamakonusunda hünerlidir.
Bu süreçte eğitimcilere de ciddi bir görev düşmektedir.
Neden derseniz Eğitimciler verilen ödevleri bilgisayarda hazırlanmasını istemek yerine öğrencinin kendi el yazısı ile yazmasını teşvik ettirmelidir.. Aksi takdirde çocuklar düşünmeyen, kopyala yapıştır ile düşündüğünü kelimelerle ifade edemeyen, yazamayan bir nesil yetişecektir. Eğer sizlerde kendi evlatlarımızdan başlayarak gerekli tedbirleri alamazsanız teknoloji konusunda gerekli hassasiyetin arkasından bakan bireyler olarak kalıp tedavisi mümkün olmayan bir hastalık gibi hayatımızın bir parçası haline geleceğiz.