İlkokuldan itibaren İngilizce dersi alınmasına rağmen ve bununla kalmayıp, kurslara ciddi miktarlarda para ve zaman harcamaktayız. Fakat bunlara rağmen ne İngilizce konuşabiliyor ne de konuşulanları anlayabiliyoruz. Peki bu kadar çaba sarfetmemize rağmen neden İngilizceyi öğrenemiyoruz?
İngilizceyi kullanma becerisinde Türkiye, en düşük kabiliyete sahip ülkeler arasındadır. Avrupa sıralamasında ise 26 ülke içinde sondan ikincidir. İngilizce öğrenmekte en büyük problem bu dersin iletişim dili olarak değil, tıpkı tarih, coğrafya dersi gibi işlenmesi, grammer ağırlıklı olması, konuların her yıl aynı şekilde tekrar edilmesi. Yani dersin yıllar içinde eğlenceli olmaktan çıkıp sıkıcı bir hale gelmesidir.
Öğrenciler yıllar boyunca aynı konuları tekrar ettikleri için İngilizce’ye olan sevgileri de giderek kayboluyor. Ortaokulda öğrendikleri İngilizceyi Lisede daha üst seviyede olması gerekirken Ortaokuldan öğrendiklerini tekrar etmektedirler. Öğrenciler için bu durum sıkıcı olduğundan artık ilgi duyamıyorlar.
İyi bir şekilde öğrenmelerini sağlamak için ilgi alanlarıyla örtüşmeli, daha iyi kitaplar olmalı, her sınıf seviyesinde farklı ve yeni şeyler öğretilmeli, grup çalışması olmalı, projeler yapılmalı ve konuşma dersleri mutlaka olmalıdır.
Maalesef kullanılan müfredat çok yetersizdir. İngilizce sadece dilbilgisi olarak öğretilmeye çalışılmaktadır. Buda olumsuz etkilemektedir. Öğrencilere anadili İngilizce olan kişilerle konuşma fırsatı sunulmalıdır. Sınıflardaki seviye tesbiti iyi yapılmalı, seviyeye göre sınıflar oluşturmalı ve sınıflar çok kalabalık olmamalıdır. Kelimeleri öğretirken öğrencilere eğlenceli etkinlikler yapılmalı ki akılda kalması sağlanmalıdır. Mesela; bir öğretmenimiz kelimeleri öğretmek için top kullanırdı. Top sınııfta dolaşır, kime gelirse kelimeyi söylerdi.
İngilizce kitaplarındaki aktiviteler çok azdır. Aktivitelerin çok olması öğrencilerin anlaması ve konuyu özümsemesi açısından önemli bir faktördür. Öğrenciler dili üretmeye ve konuşmaya cesaretlendirilmediği için konuşurken yanlış yapmaktan korkmaktadırlar. Sadece yapıları bildikleri için konuşmaya gelince yapamıyorlar. Kendilerini ifade edemiyorlar. Konuşma becerilerinin gelişmesi için konuşma dersleri olmalı ve doğru telaffuzu bu şekilde öğrenebilmeleri sağlanmalı. Derslerde İngilizce videolar, dizi, film vs. gibi etkinler yapılmalı. Böylece kulak dolgunluğu sağlanmalıdır.
Peki öğrenciler ne yapmalı? İlk önce her derste olduğu gibi bunu gerçekten öğrenmek istemeliler. Eğer İngilizce konuşan arkadaş edinirlerse, bu onlar için iyi bir avantaj olacaktır. İngilizce film, dizi, şarkı ilgisini çekecektir. Hem film seyredip hemde kulak aşinalığı olacaktır. Her işte olduğu gibi temel çok önemlidir. Nasıl bir inşaat temeli zayıf olduğunda çökeceği gibi İngilizcenizinde temeli yoksa zorlanacaksınızdır.
İngilizce öğrenmeyi kendinize zevk haline getirebilirsiniz. İlk önce gün içinde kullanmak zorunda olduğunuz kelimeler ve evdeki koltuk, bardak, yatak, kaşık, çatal vs. gibi eşyalardan başlıyabilirsiniz. Sonra cümle içinde kullanmaya başlayın. Yeni bir şeyler öğrenmek her zaman eğlencelidir. İngilizce öğrenmek için yazılan bazı cep yazılım oyunları var. Bunları da kullanmanız öğrenmenize yardımcı olacaktır. Her bilgi değerlidir. Yeter ki çabalayın.
İstanbul’da birçok İngilizce kursu bulunmaktadır. Fakat bazıları işi ticarete döktükleri için iyi bir hizmet alınamamaktadır. Kurs araştırması içindeyseniz seviye sınıflarının iyi düzenlendiğinden emin olun. Ayrıca konuşma sınıfı olup, olmadığını yada böyle bir ders etkinliği yapılıp, yapılmadığını öğrenin. Ama ilk önce öğrenmek istiyorsanız iş sizde bitiyor. Araştırın ve ilgi duyduğunuz konuları İngilizce öğrenebilmek için kullanın.
İngilizceniz varsa hiç bir zaman işsiz kalmazsınız, dilerseniz özel ders verin, dilerseniz üniversitenin yabancı dil bölümlerinden mütercim tercümanlık bölümünü seçerek istanbul tercüme bürosu bünyesinde çalışın ya da masa başı bir iş sevmiyorsanız turist rehberliği okuyun. Diliniz varsa bütün kapılar size rahat açılır. Yeter ki siz gerçekten İSTEYİN!